28 Eylül 2020 Pazartesi

EN KALABALIK HAVALİMANLARI

Seyahat severlere yönelik içerik hazırlayan bir web sitesi dünyanın en kalabalık havalimanlarını açıkladı.

Sitenin haberinde, “bir de yeni olmasına rağmen sürpriz havalimanı yer alıyor” ifadeleri yer aldı. Site, yeni açılan İstanbul Havalimanı’nın gelecekte dünyanın en işlek havalimanı olacağını belirtti. Listede ABD’den ve Çin’den üçer havalimanı yer aldı.

İşte siteye göre dünyanın en kalabalık havalimanları ve yıllık yolcu sayıları:

Atlanta Hartsfield – Jackson Uluslararası Havalimanı (ABD) 103.9 milyon

Pekin Havaalanı (Çin) 95.8 milyon

Dubai Uluslararası Havalimanı (Birleşik Arap Emirlikleri) 88.2 milyon

Tokyo Uluslararası Havalimanı (Japonya) 87 milyon

Los Angeles Uluslararası Havalimanı (ABD) 84.6 milyon

O’Hare Uluslararası Havalimanı (ABD) 79.8 milyon

Londra Heathrow Havalimanı (İngiltere) 78 milyon

Hong Kong Uluslararası Havalimanı (Çin) 72.7 milyon

Şanghay Pudong Uluslararası Havalimanı (Çin) 70 milyon

Paris Charles De Gaulle Havalimanı (Fransa) 70 milyon

DÜNYANIN EN İŞLEK HAVALİMANI: İSTANBUL HAVALİMANI

İlk yılında (2019), İstanbul Havaalanı’nın yaklaşık 90 milyon yolcunun kullanacağı belirtilen haberde; “İstanbul’daki yeni havalimanının 2019’da açılışı yapıldı ve yakın gelecekte dünyanın en işlek havalimanı olması bekleniyor” ifadelerine yer verildi.

DÜNYANIN EN GENİŞ HAVALİMANLARI

Diğer yandan haberde dünyanın en geniş yüzölçümüne sahip olan havalimanlarına da yer verildi. Listenin ilk sırasında 780 km2 ile Suudi Arabistan’daki King Fahd Uluslararası Havalimanı yer aldı.

King Fahd Uluslararası Havalimanı 780 km²

Denver Uluslararası Havalimanı 137.26 km²

Dallas/Fort Worth Uluslararası Havalimanı 78 km²

Shanghai Pudong Uluslararası Havalimanı 33.5km²

Paris Charles de Gaulle Havalimanı 32 km²

26 Eylül 2020 Cumartesi

EN HIZLI YOLCU UÇAĞI

En Hızlı Yolcu Uçağı:

Concorde. Hizmete 1976'da giren uçağın saatteki hızı 2.175 km.

Concorde Uçağı Sesüstü olarak tasarlanmıştır. 25 Temmuz 2000 tarihinde Paris-Charles de Gaulle Havaalanı'ndan kalkışından 1,5 dk sonra geçirdiği kaza ile uçuşları durdurulmuştur. Güvenilirliğinin az, yüksek maliyeti ve sınırlı yolcu kapasitesi olduğu için üretimden kaldırılmıştır Concorde uçaklarının son ticari seferi, 24 Ekim 2003'te Londra-NewYork arasında yapıldı

Tupolev Tu-144

Batılı gözlemciler Tu-144'e Concorde'a benzerliğinden ötürü "Concordski" (bazen Konkordski) adını vermişlerdir. İki uçak tasarım özellikleri açısından büyük ölçüde benzeşmektedir. Prototip uçak ilk uçuşunu 31 Aralık 1968'de, Concorde'dan iki ay önce, Moskova yakınlarında yapmıştır. Tu-144 ses hızını ilk kez 5 Haziran 1969'da geçti. 15 Temmuz 1969'da Mach 2 hızı aşan ilk ticari taşıma uçağı ve dünya tarihinin en hızlı ticari uçağı oldu.

Paris Hava Şovu'nda, 3 Haziran 1973'te ilk Tu-144S üretim uçağının düşüşüyle proje büyük yara aldı. Uçak, gösteri uçuşunda yapılan çok sert bir burun-aşağı manevrası sonucunda taşıyıcı sistemine aşırı yük binmesi sebebiyle havada parçalanarak düştü. Toplamda 15 evi yıkan uçak, içindeki altı ve yerdeki sekiz kişinin ölümüne sebep oldu.

Ticari sefer yapmışlık baz aldığımızda hala concorde yi hız olarak geçebilen bir uçak olmadı.

EN HIZLI UÇAK

En Hızlı Uçak:

SR-71. Casus uçak. Temmuz 1976'da saatte 3.529.56 kilometre hıza ulaştı. İlk uçak 'Flyer' ile Wright kardeşler sadece saatte 48 kilometre hızla uçabilmişlerdi.





2020 yılında emekli olmuş olsada hız konusunda bu model uçak üstünlüğünü korumakta ancak SR-72 Blackbird modeli olarak yapılmakta ve tamamlandığında

maksimum hızı 6 Mach (7,400 km/saat) yeni nesil ortaya çıkacak ve uzunca bir süre en hızlı uçak ünvanını eline almış olacak.




24 Eylül 2020 Perşembe

ROLLERCOASTER TYCOON 3 COMPLETE EDİTİON ÜCRETSİZ ALABİLRİSİN

                                    ROLLERCOASTER TYCOON 3 COMPLETE EDİTİON


EPIC GAME den şahane bir hediye daha hemen aşağıdaki linke gidin yada uygulamayı indirerek oyunu 01.10.2020 saat 18:00'ya kadar ücretiz indirin

https://www.epicgames.com/store/tr/product/rollercoaster-tycoon-3-complete-edition/home

EYFEL KULESİ İLGİNÇLİKLERİ

                                              EYFEL KULESİ İLGİNÇLİKLERİ


Eyfel Kulesi (Fransızca: La tour Eiffel [la tuʀ ɛˈfɛl]), Paris'teki demir kule. Kule, aynı zamanda tüm dünyada Fransa'nın sembolü halini almıştır. İsmini, inşa ettiren firma olan Gustave Eiffel'den alır. En büyük turizm cazibelerinden biri olan Eyfel Kulesi, yılda 6 milyon turist çeker. 2002 yılında toplam ziyaretçi sayısı 200 milyona ulaşmıştır.

Eyfel Kulesi 1887 ile 1889 yılları arasında Gustave Eiffel'in firması tarafından, Fransız Devrimi'nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde düzenlenen Expo 1889 Paris fuarının giriş kapısı olarak inşa edilmiştir. Aslında kulenin mimarı Gustave Eiffel değil, İsviçreli Maurice Koechlin 'in siparişi üzerine tasarlayan Stephen Sauvestre'dir. Meslektaşı Emile Nouguier ile beraber ilk tasarımları yapmıştır. Kulenin, 7.739.401 Frank 31 Sent tutan inşaat masrafları, Gustave Eiffel'in tahminlerinin 1 milyon frank üstündedir. 1889 yılındaki açılış tarihinden önceki 5 ayda 1,9 milyon kişi ziyaret edince, yıl sonuna kadar toplam masrafın 3/4'ü çıkartılmıştır.

3.000 işçi 26 ay boyunca 18.038 adet demir parçayı 2,5 milyon perçinle bir araya getirdi. Hiç ölüm vakası yaşanmamış olması, o günün şartlarında şaşırtıcı bir durumdur.

Ancak kule, onu bir utanç lekesi olarak gören Paris halkının tepkisini de çekmiştir. Bazı sanatçılar devasa bir sokak lambasına benzetirken, bir fabrika bacası gibi Paris'in görsel itibarını zedeleyeceğini ileri sürmüşlerdir. Böylelikle devrin sanatçı ve edebiyatçı çevresinde bir kampanya başlatılmış, bu kampanya süresince ünlü sanatçıların imzaladığı bildiriler dağıtılmıştır. Bugün ise Eyfel Kulesi, Dünya'nın en güzel mimari yapılarından biri olarak kabul edilir. Parisliler onu Demir Bayan olarak adlandırırlar. İlk başlarda Eiffel, Kule'ye sadece 20 yıl için müsaade almıştı. Dolayısıyla, 1909 yılında kulenin sökülmesi gerekiyordu. Ancak kule, iletişim için çok uygun yüksekliğe ulaştığından ve yeni yüzyılda Atlantik ötesi haberleşmeye imkân tanıdığından, kalmasına izin verildi. Bu bağlamda Eyfel Kulesi radyo yayıncılığının gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Eyfel Kulesi, radyo dalgalarını çok uzun mesafelere yayabilmesi avantajıyla, l. Dünya Savaşı’nda sinyal kesici ve bozucu olarak da kullanılmıştır. Eyfel Kulesi, günümüzde Paris'in en çok ziyaret edilen noktası olsa da, en tepedeki 27 metrelik radyo vericisiyle halen bir verici istasyonu olarak kullanılmaktadır

 

 

Eyfel Kulesi’nin tepesine çıkabilmek için 1.792 basamak çıkmak gerekir.

 

Kulenin en tepesinde Eyfel Kulesi'nin mimarı tarafından bir daire düzenlenmiştir. Fransa'da ilk radyo yayını bu dairede yapılmıştı.

 

Eyfel Kulesi'nin ilginç bir özelliği de yaz aylarında güneşin ısısıyla birkaç santimetre uzayıp, kışları tekrar eski haline dönmesidir.

 

Eyfel Kulesi 300 m yüksekliktedir. Zirvesindeki televizyon vericileri 27 m daha yükseklik kazandırır. Günümüzde yaygın olarak kullanılan çelik yerine demirden inşa edilmiş, özel teknikler sayesinde günümüze kadar sağlam olarak gelmiştir.

 

Manzara platformları kamuya açık 57 m, 115 m ve 276 m yükseklikteki platformlar vardır. Bu platformlara ziyaretçiler, üç asansörle kuzey, batı ve doğu kanatlarından ilk iki platforma ulaşır.

 

İlk ve ikinci katlarda lokantalar mevcuttur. Ayrıca ilk katta, Eyfel Kulesinin tarihinin anlatıldığı bir sergi bulunur.

 

En üst platforma ulaşmak isteyen bir ziyaretçi, ikinci katta aktarma yapar ve başka bir asansöre geçer.

 

En üst platform hem çatılı hem de üstü açık bir alana sahiptir. Kulenin açılışından sonra, ilk platforma kadar 50 yolcu taşıyan iki hidrolik asansör kullanıma girmişti. Bunlar için gerekli hidrolik presler 16 sütuna monte edilmişti. Kuzey kanadından başka bir asansörle ikinci kata ulaşılıyordu.

2. Dünya savaşı sırasında, işletim sistemindeki hasarlar sebebiyle bunlar devre dışı kalınca, Adolf Hitler kuleye yaya olarak çıkmak zorunda kalmıştı.

1983 tarihinde ikinci ve üçüncü katlar arasına, 1000 tonluk yürüyen merdivenin yerini alan, 4 yeni turuncu asansör monte edildi. Yürüyen merdiven 954 basamaklı ve 3 m genişliğindeydi.

 

 

22 Temmuz 2003 tarihinde, kısa devre sonucu, kulenin zirvesinde, hemen en üst ziyaretçi platformunun üstünde yangın çıkmıştır. Yangın bir saat gibi bir sürede kimse yaralanmadan söndürülmüştür.

Londra'da benzer proje

Eyfel kulesinin kurulmasından sonra, Londra'da da benzer bir yapı kurmak için bir proje başlatıldı. Watkins Tower adı verilen bu yapının inşasına 1891 yılında başlanmış olmasına rağmen çalışma başarılı olamamış ve 1907 yılında yıkılmıştır.

Tokyo'da benzer proje

Japonlar tarafından benzer bir kulede 1958 yılında Tokyo'da inşa edilmiştir. Tokyo Kulesi Japonya'nın Tokyo şehrinde, Minato-ku'daki Shiba Parkındadır. 333 metre yüksekliği ile dünyanın en yüksek kendinden destekli çelik kulesi ve Japonya'nın en uzun insan ürünü yapısıdır. 4000 ton ağırlığındadır.

Kulenin tasarımı Paris'teki Eiffel Kulesi baz alınarak yapılmıştır



23 Eylül 2020 Çarşamba

Gozleri açik tutarak hapsirmak imkansizdir. (uyarı: denendiği ve zorlandığı takdirde gerçekleştirilebilmekte fakat insanın şaşı veya kör olmasına sebep olmaktadır)

Gozleri açik tutarak hapsirmak

 

Evde, işte, sokakta, tiyatroda, sinemada, kısacası her yerde hapşırabiliriz. Hapşırdığımız yere ve zamana bağlı olarak, hapşırığımızın tonunu ya da şiddetini ayarlamaya çalışsak da, hapşırık sürecinde genellikle değişmeyen bir detay vardır; hapşırırken her seferinde gözlerinizi kapatırız. Peki neden gözlerimiz açık şekilde hapşıramayız? Gözler açık hapşırmak gerçekten de gözlerin dışarı fırlamasına neden olur mu?

Bu gizemi çözmek için, ilk olarak hapşırma sırasında vücudumuzda ne olduğuna kısaca değinelim. Hapşırma, insan vücudunun toz, polen, hayvan tüyü ya da diğer alerjenleri vücut dışına atmaya yarayan koruyucu bir mekanizmasıdır. Soğuk algınlıkları sırasında da hapşırma eylemi tecrübe edilir. Soğuk algınlığı olan insanların hapşırmasının sebebi, burun boşluğunun içinin bu sırada daha kabarık ve hassas olmasıdır. Bu hassaslıktan dolayı, en ufak bir kaşıntı ile hapşırık tetiklenebilir.

Hapşırma istemsiz olarak gerçekleşir fakat insan vücudu bu eylemi gerçekleştirirken oldukça sistematik bir süreç içerisine girer. Burun kaplamasına bir kaşındırıcı madde temas ettiği zaman, bu bölgedeki sinirlerden beynin en arka kısmı olan medüllaya mesaj gönderilir. Daha sonra beyin, vücudun hapşırması için gerekli aktiviteyi başlatır.



Göğüs içerisindeki kaslar genişler, diyafram kasılır ve akciğerler hava ile dolar. Gırtlağın ve ses tellerinin arkasındaki kaslar da ayrıca kasılır. Daha sonra karın kasları ve göğüs kasları da kasılır. En sonunda hapşırma eylemi ağıza doğru gerçekleştirilir. Bu sırada 2000 ila 5000 mukus damlası, saatte 110  ila 160 kilometre saat hıza ulaşan hava ile dışarı atılır. Hapşırık ile oluşturulan sprey etkisi, hapşıran kişiden 150 santimetre uzağa kadar gidebilir. Bu sprey, salya ve mukustan oluşur. Ağızdan dışarı püskürtülen bu karışım ile geniz temizlenir.

Tabii ki, bu süreçte bir şey daha gerçekleşir. Gözlerimiz kapanır. Şimdi bu durumu daha detaylı inceleyebiliriz. Fakat öncesinde insan gözü ile ilgili birkaç bilgiye ihtiyacımız var.



Gün içerisinde gözlerinizi kaç kere sağa, sola, yukarıya ya da aşağıya hareket ettirdiğinizi düşünün. Bütün bu göz hareketlerinizi, gözüne bağlı kaslar yardımıyla yaparsınız. Bunlar; mediyal ve lateral rektus, superior ve inferior oblik, superior ve inferior rektus kaslarıdır. Bütün bu kaslar, sıkıca göze bağlıdır. Ayrıca bu kaslar sayesinde, gözünüz kafanızdan ayrılıp yere düşmez. Göz kapaklarının görevi de yaralanmalardan ve istenmeyen maddelerden gözü korumaktır. Göz kırpma davranışının da bir nevi gözü yıkama işlemi olduğunu söyleyebiliriz.

Şimdi ağladığınız bir zamanı hayal edin. Göz yaşlarınız akmaya başladığında genellikle burnunuz da akar. Bu durumun sebebi, göz yaşı kanalının suyunu burnunuzun arkasında tahliye etmesidir. Hapşırdığınızda da tersi aksiyon gerçekleşebilir ve gözlerinizin yaşarabilir. Hapşırdığınızda ortaya çıkan basınç, geçici bir şekilde göz yaşı kanalları üzerinde etkiye sebep olabilir.

Başlıktaki sorunun cevabını artık verebiliriz.

Bazı insanlar hapşırırken gözlerini kapatmasalar da insanların çoğu, hapşırırken gözlerini kapatır. Bu durumun sebebi nedir?

Yukarıda verdiğimiz bilgilerden sonra belki tatminkar bir sonuç olmayacak fakat, hapşırırken gözlerimizi kapatmamızın gerçek bir amacı olmadığı düşünülüyor. Yani bilim insanlarına göre, bu davranışımız tamamen bir refleks olabilir. Hapşırma sırasında ortaya çıkan ciddi basınç, bu refleks ile sonuçlanıyor ya da hapşırma sırasında birçok kasın gevşeyip kasıldığı gibi göz kasları da tepkisel davranıyor olabilir.



Bu tatminkâr olmayan sonuçtan sonra, yazıyı hapşırma ile ilgili birkaç bilgi ile bitirelim.



  1. Antik çağlarda insanlar, insan ruhunun havadan oluştuğuna ve bu havanın da kafanın içerisinde olduğuna inanıyorlardı. Bundan dolayı, hapşırma eyleminin, ruhun bir kısmının dışarı kaçmasına sebep olduğunu düşünüyorlardı.



  1. Orta çağlarda, şimdi önemsiz gördüğümüz rahatsızlıklar bile ölümle sonuçlanabiliyordu. Hapşıran insanlara ‘’çok yaşa’’ denmesi ya da tanrı seni korusun/kutsasın anlamına gelen İngilizce’deki ‘’god bless you’’ denmesinin sebebi budur.



  1. İnsanlar, genel olarak, hapşırma sırasında kalbin durduğunu düşünür. Bu da, tabii ki yalnızca bir efsane. Hapşırma süreci içerisinde oluşan basınç ile, kan akışında değişiklikler olabilir ve kalbin ritmi değişebilir. Fakat hapşırma sırasında kalbimiz durmaz.

22 Eylül 2020 Salı

GELECEĞE NEFES

                                                                    GELECEĞE NEFES







Daha yeşil bir Türkiye için, 83 milyon ağacı geleceğe miras bırakarak dünya rekoruna koşuyoruz. El ele, gönül gönüle, katıl bize.

Haydi Türkiye, Fidan Dikmeye!


https://gelecegenefes.com/

ELMA HAKKINDA İLGİNÇ FAYDALI BİLGİLER



ELMA HAKKINDA İLGİNÇ FAYDALI BİLGİLER



          1-Elma, dünya çapında en fazla tüketilen meyveler arasında belki de birinci sıradadır. Çok farklı çeşitleri vardır. Elmaların farklılıkları yetiştiği bölgeden de kaynaklanabilir. Bazı bölgelerde yetişen elmalar yumruk büyüklüğünde olurken, bazıları erik büyüklüğünde ve çok ufak olabiliyor. Elmanın sağlıktan sindirim sitemine, cilt hastalıklarından kalp damar sağlığına kadar birçok organa faydası vardır. Elma ayrıca içerdiği besin, vitamin ve elementler yardımıyla vücudu güçlendirir ve hastalıklarla mücadelede yardımcı olur.


 2-Önemli bir A, E, B6, C, K vitamin kaynağıdır, bunun yanında yüksek miktarda potasyum ve çeşitli mineralleri içeren su içerir. Elma çok fazla hastalık silsilesine şifa kaynağıdır. Elma, görünen ve görünmeyen neredeyse bütün organlarımız için inanılmaz derecede fayda sağlamaktadır. Beyin fonksiyonlarının korunmasından diş sağlığına, kanserle mücadeleden kalp sağlığına kadar birçok hastalıktan koruyucu özelliği vardır.


     3-Elmanın kahveden daha iyi bir uyku açıcı olduğuyla ilgili çok fazla haber yapıldı. Ancak bu kısmen gerçek olsa da tam olarak böyle değil. Çünkü kahvede bulunan kafein elmada bulunan früktoza oranla çok daha iyi bir uyku açıcı özelliğine sahip. Her iki alternatifte uyku açıcı özelliğe sahip olsalar da bunu değişik yollardan yapmaktadırlar. Uyku durumundayken kan basıncı ve vücut sıcaklığı düşmektedir. Uyanıldığında ise bunların normal seviyelerine dönmesi zaman almaktadır. Bu sebeple bir süre durgun hissedilmesi normaldir. Kahve içeriğindeki kafein sebebi ile uyanma durumuna geçişe yardım eden kimyasal bileşenler içermektedir. Bir bardak kahvede bulunan kafein kan basınını arttırarak merkez sinir sistemini uyarır. Bu nedenle kafein insanların çok daha dikkatli olmasını sağlar ve çok daha iyi hissettirir.


    4-Kafeinin enerji sağlama özelliği yoktur. Aç olarak uyumanız halinde yalnızca kahve içerseniz kan şekeriniz çok hızlı bir şekilde düşebilir. Elmanın kahveye oranla ani bir canlandırma özelliği olmasa da güne hızlı başlamak adına yeteri kadar karbonhidrat içerir. Elma uzun süre enerji sağlamaya devam eden bir besindir.


5-Sağlıklı Dişer İçin Elma: Elmanın bilinen en önemli faydası, beyaz ve sağlıklı dişlerinizin olmasını sağlamasıdır. Isırılarak yenilen bir elma diş fırçası görevi görür ve diş arasındaki mikropları veya artıkları temizler, bu yüzden uzmanlar elmanın ısırılarak tüketilmesini tavsiye ederler. Elma dişleri güçlendirir ve beyaz kalmasını sağlar bunun yanında ağız içerisindeki bakterileri öldürücü özelliği vardır. Diş çürümelerini yavaşlattığı gibi ağzın tükürük üretmesine yardımcı olur. Alzheimer Hastalığına Faydalıdır. Fareler üzerinde yapılan deneyler, elmanın Alzheimer hastalığından koruduğunu ve beynin yaşlılıktan kaynaklanan etkileri azalttığını ortaya koymuştur.


    6-Parkinson Hastalığından Korur: Genel anlamda yapılan araştırmalar yüksek oranda lif içeren gıdaların Parkinson hastalığına iyi geldiğini ortaya koymuştur. Elma da bu gıdalardan bir tanesidir. Düzenli olarak tüketilen elma sinir hücrelerinin hasar görmesini engelleyen ve hasarları gideren dopamini arttırmaktadır. Ayrıca içerdiği antioksidanlar sayesinde metabolizmanın hastalıklarla mücadelesine yardımcı olur.


    7-Elma Kansere Karşı Koruyucudur: Birçok bilimsel araştırma sonucunda flavonoidi çok zengin olan elmanın %23 oranında pankreas kanserine yakalanma riskini azalttığı ortaya konulmuştur. Bunun yanında içerdiği bileşenler yardımıyla karaciğer, kolon ve meme kanserine karşı koruyucu etkisi olduğu belirlenmiştir. ABD Ulusal Kanser Enstitüsü kolorektal ve meme kanseri riskinin azaltılması için yüksek derecede lif içeren besinlerin tüketilmesini tavsiye etmiştir. Bazı uzmanlar elmanın kanser hücrelerini yavaşlatıcı ve hatta öldürücü etkisinin olduğunu açıklamaktadır.

        8-Diyabete Yakalanma Riskini Azaltır: Günde en az bir elma tüketimi %28 oranında diyabete yakalanma riskini azaltır. Elmanın içerdiği lifler ise kan şekerini düşürme noktasında önemli görevler üstlenir.

        9-Kolesterolü Düşürür: Elmanın içerisinde bulunan lifler kolesterol seviyesinin sağlıklı bir düzeyde kalmasını sağlar. Kolesterolün seviyesini düzenleyerek ayrıca başka hastalıklara yakalanma riskini minimuma indirir.


    10-Elma Kalp Sağlığına Faydalıdır: Araştırmalar, elmanın içerdiği liflerin arter ve damarlarda oluşan plakları çözdüğünü ortaya koymuştur. Plaklar arter duvarlarındaki katılaşma sonucu oluşur ve damarları tıkayarak kanın akışını yavaşlatır. Bu durum da kalbe zarar verir. İçerdiği elementlerle plakların ortadan kalkmasını sağlayan elma, dolaylı olarak kalp sağlığına katkı sağlar.


    11-Safra Kesesi Taşlarını Önler: Safra kesesi taşları sıvıların katılaşmasıyla oluşmaktadır. Bu tür sorunlar genelde kilo problemi olan kişilerde yaygındır. Safra taşının oluşmasını önlemek için elma tüketimine özen gösterilmesi gerekir. Elmanın ayrıca sindirim sistemine faydası olduğu için kilo vermenizi sağlayacak ve dolaylı olarak safra kesesi taşları sonucundan sizi koruyacaktır.


     12-Elma İshal ve Kabızlığa Faydalıdır: Sabahları aç karınla tüketilen elma kabızlık sorunlarını giderir ve bağırsakları temizler. Zayıflamak için de bu yöntem etkilidir. Sabahları aç karınla yenilen elma ayrıca ishal sorunlarının çözülmesine yardımcı olur.



Boeing 747′nin kanat açıklığı uçakla uçmayı ilk başaran Wright Kardeşlerin uçtuğu mesafeden daha uzundur.

Boeing 747′nin kanat açıklığı uçakla uçmayı ilk başaran Wright Kardeşlerin uçtuğu mesafeden daha uzundur.

20 Ekim 1898 ilk olarak Fransız bilim adamları havacılığın ve hava taşımacılığının geliştirilmesi için biraraya geldiler. Oluşturdukları bu kuruluş 1903 yılında bugüne kadar yaşayan ünlü Fransız Aero-Clup adını aldı. Aero-Clup'ün kurucuları arasında Comte de la Vaulx, Henry Deutsch de la Meurthe ve Albert Dion bulunuyordu.

SADECE 12 SANİYE


Aero-Clup'ten tam 5 yıl sonra 17 Kasım 1903'de Wright Kardeşlerin yaptığı uçak 12 saniye havada kaldı. Ve sadece 37 metre mesafe katetti. Ama artık havacılık tarihinde uçaklar da yer alacaktı. Gelişmeler birbirini izledi. Her gün yeni rekorlar kırıldı. Uçaklar daha uzaklara uçtu.

 

Ölçü

747-100

747-200B

747-300

747-400

747-400ERF

747-8I

Uzunluk

70.6 m

70.6 m

70.6 m

70.6 m

70.6 m

76.4 m

Kanat Açıklığı

59.6 m

59.6 m

59.6 m

64.4 m

64.4 m

68.5 m

SİBİRYADA 2500 YILLIK SAVAŞÇI AİLE MEZARLIĞI BULUNDU

Sibirya'da 2 bin 500 yıl önce ölen savaşçı çift ile bebeğinin mezarı bulundu




30'LU YAŞLARDA ÖLDÜLER

Sibirya'da eski bir savaşçı çiftin 2500 yıllık mezarı bulundu. Novosibirsk Devlet Üniversitesi’nden arkeologlar, çiftin 30'lu yaşlarında öldüğüne ve bir bebek ile yaşlı bir hizmetçi kadınla birlikte gömüldüğüne inandıklarını açıkladı.

Bununla birlikte uzmanlar, dört kişinin muhtemelen aynı enfeksiyona yenik düştüğünü ve hizmetkarın öbür dünyada aileye bakmak için yanlarına gömüldüğünü söyledi. Araştırmacılar, ailede ani ölüme neden olabilecek fiziksel bir yaralanma bulgusuna rastlamadıklarını, ancak konu ile ilgili daha fazla araştırma yapacaklarını açıkladı.

 


İSKİTLER DIŞINDAKİ MEDENİYETLER İÇİN SIRADIŞI

Diğer taraftan arkeologlar savaşçı çiftin, özellikle de kadın savaşçının, modern Rusya bölgesinde 2 bin 200 yıl öncesine kadar yaşayan kayıp İskit medeniyetinin kanıtı olabileceğini açıkladı. Araştırmacılar, söz konusu kadının erkekle aynı silahlarla gömüldüğünü ve bunun İskitler dışındaki bölgede yer alan antik medeniyetler için sıradışı olduğunu belirtti.


KADIN SAVAŞÇI YAKIN DÖVÜŞ SİLAHLARIYLA BİRLİKTE BULUNDU

Günümüze ulaşan bölgedeki diğer mezarlıklarda genellikle kadın savaşçıların yay ve oklarla,ya da  uzun menzilli silahlarla gömüldüğü görüldü. Ancak yeni ortaya çıkarılan mezardaki kadın, uzun saplı bir silah, balta ve kısa bir kılıçla birlikte bulundu. Araştırmacılar, bu silahların göğüs göğüse dövüş için uygun olduğunu ve bu farkın İskit kültürünün bir göstergesi olduğunu açıkladı.

Novosibirsk Devlet Üniversitesi Arkeoloji Bölümü başkanı Dr. Oleg Mitko, “Etkileyici bir silah setimiz var. Pek tipik olmayan bir kadın mezarında yakın dövüş silahları bulduk. Kadının savaş baltası vardı, bu yüzden ön cephede savaştığını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

YAŞLI KADININ ÇİFTİN HİZMETKARI OLDUĞU DÜŞÜNÜLÜYOR

İki dişi kırık olan yaşlı kadının, öldüğünde muhtemelen 60'lı yaşlarında olduğu ve ve çiftin ayaklarının altında kıvrılmış bir pozisyonda gömüldüğü belirtildi. Kadının  eşyaları sarasında adece kırık bir tarak ve küçük bir seramik kap bulundu, bu da kişisel servetinin çok az olduğunu ve muhtemelen çiftin hizmetkarı olduğunu düşündürüyor.

Çocuğun kalıntılarının ise, muhtemelen kemirgenlerin yemesi nedeniyle mezarın her tarafına dağılmış halde bulunduğu açıklandı.

 

ÖLÜLER YİYECEKLERİ VE EŞYALARIYLA BİRLİKTE GÖMÜLÜYORDU

Diğer taraftan araştırmacılar, koyun eti ve sığır eti ile dolu daha büyük seramik kapların da mezarlıkta bulunduğunu söyledi.  Bu yıllarda bölgedeki insanların, öbür dünyada kendilerine yardımcı olacağı inancıyla eşyaları ve yiyecekleri ile birlikte gömüldüğü aktarıldı.



21 Eylül 2020 Pazartesi

İSKAMBİL PAPAZLARI GERÇEKTE HANGİ KRALALR ?

İskambil destesinde bulunan 4 papazın, aslında tarihteki dört hükümdarı temsil ettiğini biliyor muydunuz?

Bu konunun gerçekliği hakkında çeşitli tartışmalar olsa da, papazların tarihteki belli karakterleri simgelediği konusunda yaygın bir kanı var.

İşte dört papaz ve tarihi kişilikler:


Sinek Papazı


 




Sinek Papazı, Büyük İskender'i sembolize eder.

(M.Ö. 356-323)

Perslere ve Hindistan'a başarılı seferler düzenleyen Büyük İskender zamanında imparatorluk çok geniş sınırlara ulaşmıştı. Bu ünlü Makedon Kralı, Doğu ve Batı kültürlerinin karışımı olan bir dünya imparatorluğu yaratmak istiyordu.



Karo Papazı


 




Karo Papazı, Jül Sezar'ı temsil eder.

(M.Ö. 100-44)

Dünya tarihinin en etkili kişiliklerinden biri olan Jül Sezar, Romalı bir asker ve politik liderdi. Tek başına iktidara geçmek için mücadele veren ve eylemleriyle Roma Cumhuriyeti'nin Roma İmparatorluğu'na dönüşmesinde önemli bir rol oynayan Sezar, "ömür boyu diktatör" ünvanına sahip olmuştur.

Ayrıca tarihte Mısır Karaliçesi Kleopatra ile yaşadığı gönül ilişkisi ile de ünlüdür.



Kupa Papazı

 





Kupa Papazı, Kral Şarlman'ı temsil eder.

(742-814)

Büyük Charles olarak da bilinen Şarlman, Frank ve İtalya Kralıdır. Batıdaki önemi Kutsal Roma- Cermen İmparatorluğu'nun kurucusu olarak kabul edilmesinden ileri gelir. Yayılmacı bir politika izleyen Şarlman pek çok devlet ve krallığı egemenliğine almış, Hristiyanlığı yaymaya çalışmış ve sonunda Papa'nın elinden imparatorluk tacı giymiştir.



Maça Papazı


 




Maça Papazı, Davud'u temsil eder.

(M.Ö. 1040-970)

Tarihte İsrailoğulları'nın kurduğu İsrail Krallığı'nın ikinci kralıdır ve döneminde kabileleri bir araya getirerek merkezi bir krallık kurmuş ve Kudüs'ü başkent yapmıştır.

Musevilik inancında "Mesih"in onun soyundan geleceğine inanılır.

EN KALABALIK HAVALİMANLARI

Seyahat severlere yönelik içerik hazırlayan bir web sitesi dünyanın en kalabalık havalimanlarını açıkladı. Sitenin haberinde, “bir de ye...